GDO karşıtlarının ‘Yönetmelik Frankeştayn gıdaya izin veriyor’ eleştirilerinin ardından dev lobiler çıktı. İki açıklama bu ürünleri yıllardır kullandığımızı, bakanlığın ise sınır getirdiğini gösterdi.
Tarım Bakanlığı’nın çıkardığı Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) ürün yönetmeliğine yapılan ‘Frankeştayn gıdalara izin’ eleştirilerinin perde arkasında, uluslararası şirketlerin de bulunduğu dev lobi çıktı. Önceki gün Tarım Bakanı Mehdi Eker’in verdiği “Biz yönetmeliği GDO’lu ürün ithalatının önünü kesmek için yaptık” cevabının ardından dün çeşitli hem yurt içi hem de yurt dışı kaynaklardan gelen açıklamalar olayın içyüzünü gözler önüne serdi. Açıklamalar Eker’i haklı çıkardı. İlk açıklama mısır ve soya üretiminin yüzde 70’inden fazlası GDO’lu olduğu bilinen ABD’den geldi. ABD Senatosu Finans Komitesi Üyesi Senatör Chuck Grassley Türkiye’nin çıkardığı yönetmeliği topa tuttu. Grassley “Bu düzenleme Türk pazarını ABD mısırı ve soyasına kapatıyor. Türkiye bu düzenlemeyi yapmadan önce ne Amerika’ya danıştı ne de Dünya Ticaret Örgütü’ne haber verdi” dedi.
‘ÜRÜNLERİMİZDE GDO VAR’ İTİRAFI
Grassley, Başkan Obama’nın tarım konusundaki başmüzakereci adayı olarak gösterilen İslam Sıddıki’den konunun çözümü için baskı yapılmasını istedi. Sıddıki ise “Konuyla yakından ilgileneceğim” sözü verdi. Türkiye, ABD’nin ürettiği genetiği değiştirilmiş organizmalı mısır ve soya fasulyesinin en büyük alıcıları arasında bulunuyor. ABD’den Trükiye’ye her yıl milyonlarca ton GDO’lu ürün ithalatı yapılıyor. Öte yandan bir başka şok edici gelişme ise Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası’ndan (TÜGİS) geldi. TÜGİS Başkanı Necdet Buzbaş, sektörün zaten GDO’lu ürün kullandığını ve yönetmeliğin bu ürünlerin önünü keseceğini ifade eden açıklamalar yaptı. Buzbaş, yönetmeliğin halen sektörde bisküviden çikolataya, turşudan glikoza kadar birçok mamulde üretimi düşüreceğini ileri sürdü. Buzbaş, GDO’lu enzimlerin halen üretimde kullanıldığını kabul etti ve “Yeni yönetmelikteki karmaşa yüzünden sanayici iş göremez hale gelecek” dedi.
Denetimsiz GDO hasarlara yol açıyor?
Genleri bir canlıdan alıp başka bir canlıya nakletme sonrası ortaya çıkan ürüne ‘Genetiği Değiştirilmiş Organizma’ (GDO) deniyor. GDO karşıtlarınca, ‘Frankeştayn gıda’ olarak tanımlanan GDO’lu ürünler, yapılan testlere göre antibiyotiklere karşı direnç, ağır alerji, organlarda küçülme, kan biyokimyasında bozulma, boy ve tartı eksikliği, kısırlık ve ölü doğum oranında ciddi artışlara yol açıyor.
Türkiye’de 900 GDO’lu ürün var
Türkiye’de insanlar farkında olmadan GDO’lu ürün tüketiyor. Uzmanlar, özellikle ithal edilen mısır ve soyanın kullanım alanları düşünüldüğünde şu anda raflarda yer alan en az 900’e yakın üründe GDO’ların kullanıldığını belirtiyor. Soya; sucuk, salam, sosis, köfte, pizza, hamburger, et suyu tabletlerinde, fındık, fıstık ezmesi, süt tozu, mısır ise mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerle üretilen ürünlerde, bebek mamalarında ve hazır çorbalarda kullanılıyor. ODTÜ’de yapılan bir çalışma ise 28 domatesten 22’sinin GDO’lu olduğunu gösteriyor.
Tarım Bakanlığı’nın çıkardığı Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) ürün yönetmeliğine yapılan ‘Frankeştayn gıdalara izin’ eleştirilerinin perde arkasında, uluslararası şirketlerin de bulunduğu dev lobi çıktı. Önceki gün Tarım Bakanı Mehdi Eker’in verdiği “Biz yönetmeliği GDO’lu ürün ithalatının önünü kesmek için yaptık” cevabının ardından dün çeşitli hem yurt içi hem de yurt dışı kaynaklardan gelen açıklamalar olayın içyüzünü gözler önüne serdi. Açıklamalar Eker’i haklı çıkardı. İlk açıklama mısır ve soya üretiminin yüzde 70’inden fazlası GDO’lu olduğu bilinen ABD’den geldi. ABD Senatosu Finans Komitesi Üyesi Senatör Chuck Grassley Türkiye’nin çıkardığı yönetmeliği topa tuttu. Grassley “Bu düzenleme Türk pazarını ABD mısırı ve soyasına kapatıyor. Türkiye bu düzenlemeyi yapmadan önce ne Amerika’ya danıştı ne de Dünya Ticaret Örgütü’ne haber verdi” dedi.
‘ÜRÜNLERİMİZDE GDO VAR’ İTİRAFI
Grassley, Başkan Obama’nın tarım konusundaki başmüzakereci adayı olarak gösterilen İslam Sıddıki’den konunun çözümü için baskı yapılmasını istedi. Sıddıki ise “Konuyla yakından ilgileneceğim” sözü verdi. Türkiye, ABD’nin ürettiği genetiği değiştirilmiş organizmalı mısır ve soya fasulyesinin en büyük alıcıları arasında bulunuyor. ABD’den Trükiye’ye her yıl milyonlarca ton GDO’lu ürün ithalatı yapılıyor. Öte yandan bir başka şok edici gelişme ise Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası’ndan (TÜGİS) geldi. TÜGİS Başkanı Necdet Buzbaş, sektörün zaten GDO’lu ürün kullandığını ve yönetmeliğin bu ürünlerin önünü keseceğini ifade eden açıklamalar yaptı. Buzbaş, yönetmeliğin halen sektörde bisküviden çikolataya, turşudan glikoza kadar birçok mamulde üretimi düşüreceğini ileri sürdü. Buzbaş, GDO’lu enzimlerin halen üretimde kullanıldığını kabul etti ve “Yeni yönetmelikteki karmaşa yüzünden sanayici iş göremez hale gelecek” dedi.
Denetimsiz GDO hasarlara yol açıyor?
Genleri bir canlıdan alıp başka bir canlıya nakletme sonrası ortaya çıkan ürüne ‘Genetiği Değiştirilmiş Organizma’ (GDO) deniyor. GDO karşıtlarınca, ‘Frankeştayn gıda’ olarak tanımlanan GDO’lu ürünler, yapılan testlere göre antibiyotiklere karşı direnç, ağır alerji, organlarda küçülme, kan biyokimyasında bozulma, boy ve tartı eksikliği, kısırlık ve ölü doğum oranında ciddi artışlara yol açıyor.
Türkiye’de 900 GDO’lu ürün var
Türkiye’de insanlar farkında olmadan GDO’lu ürün tüketiyor. Uzmanlar, özellikle ithal edilen mısır ve soyanın kullanım alanları düşünüldüğünde şu anda raflarda yer alan en az 900’e yakın üründe GDO’ların kullanıldığını belirtiyor. Soya; sucuk, salam, sosis, köfte, pizza, hamburger, et suyu tabletlerinde, fındık, fıstık ezmesi, süt tozu, mısır ise mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerle üretilen ürünlerde, bebek mamalarında ve hazır çorbalarda kullanılıyor. ODTÜ’de yapılan bir çalışma ise 28 domatesten 22’sinin GDO’lu olduğunu gösteriyor.